Sesli Komut Türkçe İngilizce Fransa Almanya

Ankara Kısırlık Tedavisi

İçindekiler

Tanım olarak kısırlık; herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulamayan, aktif olarak cinselliği devam eden çiftlerin ortalama bir yıl içerisinde hamilelik durumu oluşmaması olarak adlandırılır. Sağlık problemi olarak değerlendirilen kısırlık, dünya genelindeki çiftlerin yaklaşık %10-15’ini etkilemektedir.

Kadın-erkek ayrı ayrı değerlendirildiğinde kısırlık yaşanması durumu neredeyse eşittir. Bu bakımdan tedavi sürecinde sorunun çiftlerden hangisinde olduğuna bakılmaksızın iki partner de tedavi sürecinde yer almalıdır. Partnerlerin birbirlerini psikolojik ve fiziksel anlamda desteklemesi için önemlidir.

Kısırlık Nedir?

Kısırlık olarak bilinen infertilite, partnerlerin korunmasız bir şekilde düzenli olarak ilişkiye girmelerine rağmen 1 yıl içinde hamileliğin oluşmaması olarak tanımlanmaktadır. Hamile kalmak doğal ve basit bir durum olarak görülse de pek çok faktörün sağlanmış olması gerekmektedir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Erkeği sperm üretiminin yeterli düzeyde ve kaliteli olması
  • Kadında yumurtalıkların sağlıklı hücre üretmesi
  • Spermin yumurtaya ulaşmasını sağlayan fallop tüplerinin sağlıklı ve açık olması
  • Yumurtalığa ulaşan spermin döllenmesi
  • Rahim içerisinde döllenen yumurtanın tutunabilmesi
  • Hamileliğin devam etmesi için embriyonun yeterli kalitede olması

Kısırlık sorunu yaş ilerledikçe artış gösteren bir problemdir bu bakımdan 35 yaşını geçen kadınlarda hamilelik oluşmuyorsa tedavi ve tetkiklere vakit kaybetmeden başlanabilir. Üreme sisteminin fonksiyonlarını yerine getirmemesine bağlı olarak oluşan kısırlık sorunu bir sebebe bağlı olabileceği gibi birkaç faktörün etkisiyle de oluşabilir.

Birincil (primer) kısırlık hiç gebelik olmaması, öncesinde çocuk doğurmuş olmasına rağmen tekrar gebe kalamama durumu ikincil (sekonder) kısırlık olarak adlandırılmaktadır. Her iki durumunda nedenleri birbirinden farklı olduğu için ayrı değerlendirmelere tabi tutulur. Kısırlığın giderilmesi için uygulanan pek çok tedavi yöntemi çocuk sahibi olmada etkili rol oynamaktadır.

Kısırlığa Neden Olan Faktörler Nelerdir?

Hamile kalmama problemiyle başvuran çiftlerde sorunun ortaya çıkış nedeni pek çok faktöre bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Partnerlerin her ikisinde de yapılan detaylı muayene doğrultusunda sorun belirlenir ve çiftler birlikte tedavi planına dahil edilir.

Kısırlık erkek ya da kadına bağlı olarak gelişebilir. Bu sorunu yaşayan hastaların yaklaşık %10’unda neden olan durumlar saptanamamıştır. Kadınlarda yaş ilerlemesine bağlı olarak doğurganlık 35-38 yaşından sonra hızlı bir şekilde kendini gösterir.

40’lı yaşlardan sonra doğum yapabilme işlevi %75 oranında azalmaktadır. Erkeklerde kısırlık etlileri kadınlarda olduğu kadar belirgin değildir. Nedenler bakımından erkekler ve kadınların oranı eşit düzeydedir. Cinsiyetlere bağlı olarak nedenler aşağıdaki gibi ayrılabilir.

Erkeklerde Kısırlık

Erkeklerin üreme organlarının sağlıklı bir şekilde çalışması kaliteli sperm üretimi için oldukça önemli bir faktördür. Spermlerin üretilmesi ve olgunluk seviyesine ulaşması ortalama 70-75 gün sürer. Testislerdeki çeşitli salgı bezleri tarafından üretilen meni, boşalma esnasında vücuttan dışarı atılır.

Kaliteli meninin her milimetresinde 10 milyondan daha fazla sperm hücresi bulunması gerekmektedir. Üremeye elverişli olan spermler; şekli, hareket kabiliyeti ve sayısı bakımından sağlıklı olmalıdır. Spermin döllenebilmesi ve hareket kabiliyetini artırabilmesi için meni içerisinde organik kayganlaştırıcı maddeler yer alır.

Boşalma sırasında vajinaya bırakılan spermler, bu bölgedeki salgıların etkisiyle öncelikle rahme sonrasında fallop tüplerine ulaşarak döllenme gerçekleşir. Tüplerde yumurtalık hücresi varsa yumurta döllenerek gebelik oluşur. Yumurta hücresi yoksa spermlerin burada canlı kalabilme süresi 4-5 gündür. Spermin canlı kaldığı süre içerisinde yumurtalık hücresi tüplere ulaşırsa döllenme oluşur.

Erkeklerde Kısırlığa Neden Olan Faktörler Nelerdir?

Erkeklerde kısırlığa neden olan faktörler değerlendirilirken üreme organlarının yapısal durumları ve işlevsel bozuklukları detaylı olarak incelenir. Birçok faktör döllenmenin zayıf bir şekilde gerçekleşmesine neden olabilir. En sık görülen nedenler; spermlerin üretimi ve fonksiyonu, anormal üremeleri ve morfolojisinde görülen bozukluklardır.

Yaşam tarzında görülen genel bozukluklarda üreme organlarının çalışmasını etkileyebilir. Erkeğe uygulanan ultrasonografiyle testislerin boyutu ve yapısı, damarların durumu ve sperm kanallarındaki darlık olup olmadığı ile ilgili görüntülere ulaşılarak değerlendirme yapılabilir. Uygulanan testler ışığında bir problem görülmüyorsa kadın partner değerlendirmelere tabi tutulur. Erkeklerde kısırlığa neden olan durumlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Spermde hareket ve sayının az olması, yapısal problemler ve spermin mesaneye boşalması
  • Çocukluk ve ergenlik döneminde görülen ateşli hastalıklar
  • Hormon seviyelerinin dengesiz olması, genetik olarak aktarılan hastalıklar
  • Erken boşalma ve sertleşme gibi fonksiyon bozuklukları, kanallarda tıkanıklık
  • Testise ulaşan damarlarda genişleme (varikosel), testosteronda eksiklik
  • Aşırı alkol ve sigara tüketimi, yoğun stres
  • Sağlık öyküsünde kanser tedavisinin olması, şeker hastalığı ve tekrar eden enfeksiyonlar
  • Testiste ele kitle gelmesi veya şişlik, ağrı oluşması
  • Meme dokularında büyüme ve vücutta kılların azalması

Bir yıl süreyle korunmasız bir şekilde cinsel ilişki devam etse bile yukarıdaki belirtilerden herhangi biri varsa, kişi öncesinde üreme organlarıyla ilgili bir cerrahi işlem geçirmiş ise gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir.

Azospermi Nedir?

Meni içerisinde hiç sperm bulunmaması durumu azospermi olarak adlandırılır. Erkekteki spermlerin geçtiği kanalların tıkanık olup olmamasına bağlı olarak iki durumda inceleme yapılır. Bunlar şu şekildedir:

  • Tıkanığa bağlı gelişen azospermi: Sperm kanallarının doğuştan bir kısmının eksik olması, bu bölgeye cerrahi işlem yapılmış olması ve genital enfeksiyona bağlı gelişebilir. Sperm kanallarındaki tıkanıklığın açılması için cerrahi işlemler uygulanabilir.
  • Tıkanıklığa bağlı gelişmeyen azospermi: Testislerin kanaların yukarısında kalması, testis torsiyonu ve genetik bozuklukların varlığı gibi sebeplere bağlı olarak oluşabilir.

Yukarıda verilen her iki durumunda tedavisinde cerrahi yöntemlerle sperm üretilir sonrasına ise döllenme oluşması için kadın partnere mikroenjeksiyon işlemi uygulanır.

Erkeklere Uygulanan Kısırlık Testleri Nelerdir?

Erkekte kısırlık şüphesi varsa yapılan ilk tetkiklerden biri genel olarak sperm sayısının test edilmesi için spermiogram uygulanmasıdır. Bu testin yapılabilmesi için öncesinde kişinin herhangi bir cinsel faaliyette bulunmaması gerekmektedir. Sonrasında hastadan örnek olarak alınan meni incelemeye alınır.

Meni örneğinde detaylı olarak değerlendirilen kriterler; spermin hareketlilik durumu, sayısı ve şekli DSÖ tarafından belirtilen kriterler doğrultusunda incelenir. Alınan meni ve kan örneğinde antikor varlığının belirlenmesi için hastaya Antisperm Antikor Testi uygulanır.

Kesin bir sonuç elde edilebilmesi için spermiogram testi yeterli olmayabilir. Bu bakımdan test sonucuna bağlı olarak kısırlıktan şüphe ediliyorsa başka testler yapılır. Yararlılık ve kolay olması bakımından spermiogram uygulanması önemlidir.

Kadınlarda Kısırlık

Kadınlarda gebeliğin oluşabilmesi için; üreme sistemleri, beyin ve endokrinin sağlıklı, birbirleriyle koordineli bir şekilde çalışması gerekir. Gebeliğin oluşması için beyin tarafından uyarılan hipofiz bezleri farklı hormonlar salgılayarak yumurtalıkları uyarır.  Böylelikle yumurtalık içerisindeki kesecikler olgunlaşır.

İlk adet kanamasından sonra 6-14 gün içerisinde yumurtalar olgunlaşır. Bu süreçten sonra en sağlıklı ve olgun yumurta çatlar. Yumurtalık ve rahim arasında olan fallop tüplerine geçerek yumurtlama dönemi oluşur. Bu süreç her kadında değişiklik gösteren adet döngüsünün ortalarına denk gelir.

Fallop tüplerine yerleşen yumurtadan çıkan folikül her ay hamilelik olasılığına karşı östrojen hormonu salgılar, rahim iç duvarında yer alan endometrium tabakası kalınlaşır. Fallop tüplerinde döllenmesi beklenen yumurta, kadınlarda ortalama 1 gün canlı kalabilir. Spermler kadın vücuduna geçtiğinde 4-5 gün canlılığını koruyabilir.

Kadınların yumurtlama dönemi öncesindeki birkaç gün ya da yumurtlamanın oluştuğu gün cinsel ilişki olması halinde döllenme oluşabilir. Döllenmeyle oluşan tek hücre bölünerek çoğalır. Bu dönemde canlı zigot olarak tanımlanır. Fallop tüplerinden geçerek rahme tutunursa 21 günden sonra embriyo meydana gelerek hamilelik oluşur.

Kadınlarda Kısırlığa Neden Olan Faktörler Nelerdir?

Kadınlarda kısırlığa neden olan faktörlerin başında; çikolata kisti, polikistik over sendromu, tüplerin tıkanıklığı, erken menopoz ve yumurtlama bozuklukları gelmektedir. Kadınlarda kısırlık sorununun en sık rastlanan sebebi yumurtalık bozuklukları olduğu için ilk önce bu fonksiyon incelenir. Diğer neden olan faktörler ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Tüplerin tıkanık, yapışık veya tahrip olmuş olması
  • Rahimde yapışıklık, yapısal bozukluklar, polipler ve miyomlar
  • Yumurtalık üretiminin azalması ve adet döngülerinde düzensizlik
  • Karın içinde önceden operasyon yapılmış olması ya da enfeksiyon olması
  • Apandisit ya da pelvik enfeksiyon sonrasında karın içerisinde dokuların yapışması
  • Kadın üreme sisteminde kanser öyküsünün bulunması
  • Erken menopoz, prolaktin seviyelerinin yüksek olması
  • Tiroit bezlerinde meydana gelen problemler
  • Obezite, aşırı alkol, kafein ve sigara tüketilmesi
  • Diyabet, karaciğer rahatsızlıkları, adet dönemlerinde meydana gelen sorunlar

Doğurganlık durumu bir ya da birden çok nedene bağlı olabileceği gibi bazı durumlarda hiçbir etken bulunmayabilir. Kadınlarda hamilelik oluşabilmesi için üreme organlarının işleyişinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.

Kısırlık Belirtileri Nelerdir?

Kısırlık olması halinde gözlemlenen belirtiler tanı konulması için yeterli değildir. Semptomlara bağlı olarak hastanın infertilite olmasından şüpheleniliyorsa belirli tetkikler uygulanır. Belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Adet dönemlerinde yoğun kanama ve beraberinde şiddetli sancı
  • Hiç adet olamama ya da düzensizlikler
  • Hamilelik olmamasına rağmen göğüslerden süt gelmesi
  • Hormon bozukluğu ve aşırı kiloya bağlı olarak akne, tüylenme sorunları
  • Erkeklerde meninin çok az olması, boşalma ve sertleşme problemleri
  • Çiftlerin 1 yıl boyunca korunmadan cinsel ilişki yaşamalarına rağmen gebelik oluşmaması
  • Testislerde şişlik ya da ağrı oluşması
  • Genital bölgede enfeksiyonlar
  • Tekrar eden düşükler

35 yaş üzerindeki çiftlerde üreme organlarının sağlıklı ve verimli çalışması azaldığı için gebelik ihtimali de düşmektedir. Düzenli cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik oluşmayan bu kişilerin kısa süre içerisinde profesyonel yardım almaları önerilmektedir.

Kısırlık Riski Hangi Durumlarda Artar?

Kısırlık riskini artıran bazı belirleyici kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler kısaca şu şekilde sıralanabilir;

  • Sigara tüketimi tüplere ve rahim ağzına hasar vererek dış gebelik ve düşük riskinin artmasına neden olur.
  • Özellikle 35 yaşını geçen kadınların yumurtalık kalitesi ve rezervi azalmaktadır. Bu, düşük riskini artıran bir faktördür.
  • Aşırı alkol ve kafein tüketimi doğurganlığın azalmasına yol açar.
  • İdeal kilodan çok zayıf ya da kilolu olmak yumurtlamayı azaltıcı etki gösterir.
  • Erkekler kimyasal ürünlere ve yüksek ısıya maruz kalabileceği durumlardan kaçınması gerekir.
  • Sürekli yoğun strese maruz kalmak doğurganlığın azalmasına yol açabilir.

Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi, çocuk sahibi olabilmenin ilk adımıdır. Hem üreme organları hem de vücut sağlığının korunabilmesi için oldukça önemlidir.

Kısırlık Tedavisinde Uygulanan Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Kısırlık tedavisinin planlanabilmesi için kapsamlı bir muayene uygulanır. Bunun için öncelikle doktor partnerleri ayrı ayrı sorgular. Korunmasız bir şekilde düzenli olarak cinsel ilişkiye rağmen hamilelik oluşmaması halinde hem kadına hem de erkeklere farklı tetkikler uygulanır. Erkeklere yapılan tetkikler şu şekildedir:

  • Spermiogram (semen analizi): 3-7 günlük cinsel perhizin ardından erkekten meni örneği alınarak laboratuvar ortamında incelenir. Analizde sperm hareketliliği, yapısı ve sayısı hakkında detaylı bilgi alınır.
  • Antisperm antikor testi: Hem kadına hem de erkeğe uygulanan bu test sperme karşı antikor durumunun varlığını belirtir. Var olması halinde spermle etkileşime geçerek hareketsizleştirir ve hasar görmesine neden olur. Damarlarda genişleme, testis yapısı ve sperm kanallarıyla ilgili bilgi verir.

Kadınlara uygulanan tetkikler ise şöyledir:

  • Kan testi: Kişinin adet döngüsünde bir problem yoksa, adet kanamasından önceki 1 hafta içerisinde kan testleri alınarak yumurtlama olup olmadığına bakılır. AMH düzeylerine bakılarak yumurtalık rezervinin durumu incelenir.
  • Ultrason: Bazı durumlarda yumurtanın gelişimi ve yumurtlama durumu gözlemlenir.
  • FSL, LH ve östrojen düzeyi: Yumurta kalitesinin incelenmesi için adetin 2-5. Günleri içerisinde inceleme yapılır.
  • HSG: Fallop tüplerinin röntgen filmiyle açık ya da kapalı olması durumu kontrol edilir.
  • Laparoskopi: Nadir de olsa karın içinin detaylı olarak görüntülenebilmesi için uygulanabilir.

Kısırlık tanısının konulabilmesi için uygulanan yöntemlere ek olarak penis ve testisler incelenir. Testis torbalarındaki damarların şiş olup olmamasına bakılır. Memelerde büyüme ve vücut tüylerinin durumuna bakılarak hormonal durumlar değerlendirilir. Elde edilen tüm bulgular doğrultusunda kadın ve erkek üreme sistemindeki sorunlar belirlenerek kısırlık tanısı konur.

Kısırlık Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kısırlık tedavisinde hangi yöntemin uygulanacağı; çiftlerin yaşı, ne kadar süredir hamilelik için uğraşıldığı, gebelik geçmişinin olup olmadığı gibi bilgiler doğrultusunda tanı yöntemlerinin sonu değerlendirilir. Pek çok faktöre bağlı olarak kısırlık oluşabilir.

Sebep olan neden belirlendikten sonra uygulanan yöntemlerden bazıları şu şekildedir; mikroenjeksiyon, yumurta dondurma ya da gençleştirme (PRP), mitokondri transfer edilmesi, embriyo tıraşlama ve yardımcı tomurcuklanmadır. En sık uygulanan tedavi yöntemleri aşağıda detaylandırılmıştır.

Gebelik (Fertilite) İlaçları

Gebelik oluşmamasının nedeni yumurtlamanın düzensiz olmasına bağlıysa enjeksiyon ya da tablet formunda fertilite ilaçları reçete edilerek yumurtada gelişim sağlanır. Bu tedavi yönteminde doğal fertilite işlevleri ilaçla daha etkin çalışırken, enjeksiyon formundaki ilaçlar direkt yumurtalıkların uyarılmasını ve yumurtlamanın gerçekleşmesinde etkilidir.

Yumurta sayısının artmasını ve düzenlenmesini sağlayan gebelik tedavisinin riski çoğul gebeliğin artmasına yol açabilmesidir. Nadir olarak yumurtalıkların fazla uyarılması da görülebilir. Bu tedavide sıklıkla görülen yan etkiler şu şekildedir:

  • Göğüslerde hassasiyet
  • Duygusal durumlarda dalgalanma
  • Sıcak basması
  • Bulantı
  • Nadir olarak alerjik reaksiyonlar

Fertilite tedavisinde yan etkilerin minimum seviyeye indirilebilmesi için yakın gözetim uygulanarak yapılması önemlidir. Bu ilaçlara gebelik tedavisinde sıklıkla yer verilmektedir.

Aşılama Tedavisi (İnseminasyon)

Yumurtlama sürecinde erkek partnerden alınan spermlerin rahim içine yerleştirilmesi işlemidir. Aşılama tedavisi, kadında doğurganlığın en üst seviyede olduğu dönemlerde yapılır. Nadir de olsa çiftlerin sağlıklı olduğu fakat kısırlığa neden olan faktörün belirlenmediği durumlarda bu tedavi yöntemi önerilir. Şu durumlarda da uygulanabilen bir yöntemdir:

  • Sperm sayısının ve hareketliliğin normale göre düşük olması
  • Vajinismus
  •  Sertleşme ve erken boşalma problemi
  • Spermin rahim ağzından geçmesine engel olan bir durum olması

Ağrısız ve acısız bir tedavi yöntemi olan bu işlem gebelik ilaçlarıyla beraber uygulanır. İşlemin başarılı olması; yaş, tüplerin sağlık durumu ve sperm değerlerine göre değişiklik gösterebilir.

Tüp Bebek (IVF) Tedavisi

Adet döngüsü düzenli olan kadınlara tüp bebek tedavisi uygulanarak her ay oluşan yumurtaların sayısının artması hedeflenir. Uygulanan tedavi prosedürü kişiden kişiye değişse de hormon ilaçlarıyla takviye yapılabilir. Erken yumurtlamanın engellenmesi, aynı zamanda da yumurtalık gelişimin sağlanması için iki hormon tedavisi uygulanır.

İlk olarak embriyonun kalitesi belirlenerek uygulanacak embriyo sayısı çiftlerle görüşülerek belirlenir. Transferi sağlanacak olan embriyonun sayısı çoğul gebelik oluşmasına neden olabilir. Tedavi için bazı durumlar haricinde anestezi uygulanmamaktadır.

Kısırlık Tedavisinde Uygulanan Cerrahi Yöntemler Nelerdir?

Tüp bebek tedavisinin etkili olabilmesi ve hamilelik olasılığının artması için tedavi öncesinde bazı cerrahi işlemler uygulanabilir. Rahim içinde yapışıklıkların açılması, çikolata kistinin tedavi edilmesi ya da miyom ve poliplerin çıkartılması gibi işlemler uygulanabilir. Tedavi yöntemleri detaylı olarak aşağıda açıklanmıştır.

Laparoskopi

Karnın batın bölgesinden küçük bir kesi açılarak içeriye görüntülenme cihazı sokulur. Monitöre yansıtılan görüntüde tüpler, yumurtalık ve rahim incelenerek sorun ve hastalık varlığı gözlemlenerek gerekli durumlarda işlem yapılabilir. Hasarlı tüplerin çıkarılması, çikolata kisti tedavisi, kapalı tüplerin açılması, yapışıklık durumunun incelenmesi ve miyomların alınması gibi işlemler yapılabilir.

Histeroskopi

Vajinanın içerisinden rahme doğru uzatılan, ucunda kamera bulunan tüp şeklindeki cihaz histereskopi olarak adlandırılır. Rahim içerisindeki sorunların saptanabilmesi için histerektop isimli cihaz kullanılır. Gerekli durumlarda rahimden biyopsi için doku örneği alınabilir. Rahim içerisinde; septum, polip, yapışıklık, perde ve miyom gibi sorunların tespit edilmesi ve gerekli görülürse aynı zamanda müdahale edilebilmesini sağlayan bir yöntemdir.

Miyom Ameliyatı (Miyomektomi)

Rahmin içerisinde bulunan miyomlar, gebeliğin oluşmasına engel olmaktadır. Miyomların çıkarılabilmesi için açık ya da kapalı ameliyat uygulanır. Tüp bebek tedavisinin uygulanabilmesi için öncesinde miyomların çıkarılması ve gebelik işlemlerinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için gereklidir.

Genel anestezi altında açık yöntemle miyomların alınabileceği gibi laparoskopi ve histeroskopiyle kapalı yöntem cerrahi müdahale yapılabilir. Rahimde miyom sayısında artış olması halinde hastaya tekrar cerrahi işlem uygulanabilir. Gebelik için oldukça riskli bir durum olan miyom varlığı saptanmalı ve tedavi planı uygulanarak çıkarılmalıdır.

Gebelik sırasında dış duvarlara ya da rahim içlerine miyomlar yerleşebilir. Çoğalmaları ve büyümeleri halinde rahmin iç duvarını tıkayarak bebeğin gelişiminin olumsuz yönde etkilenmesine ve erken doğum riskinin artmasına neden olur. Kişinin semptomlarına göre ameliyat kararı verilerek tedavi planı oluşturulur.

Robotik Cerrahi

Laparoskopi yöntemiyle uygulanan robotik cerrahi, Vinci olarak adlandırılan üç boyutlu görüntü altında işleme verilen isimdir. Bu tedavide yanlış bilinen kanılardan biri işlemin robot tarafından yapıldığının düşünülmesidir.

Ameliyat, doktorun robotun kollarını yönlendirmesi ve kontrol etmesiyle gerçekleştirilir. Tüplere uygulanan cerrahi işlem aynı zamanda çikolata kistleri ve miyomların çıkarılmasında robotik cerrahi kullanılarak gebelik olma ihtimalini artırabilir.

Ankara Kısırlık Tedavisi Fiyatları 2023

Kısırlık tedavisi fiyatları; partnerlerin yaşları, cinsiyeti ve kısırlık oluşumuna neden olan faktörlere bağlı olarak belirlenmektedir. Aynı zamanda doktorun tecrübesi, tercih edilen tedavi yöntemi, kullanılan cihazların kalitesi gibi çeşitli unsurlar da etkilidir.

Doktor muayenesi doğrultusunda çiftlere çeşitli testler uygulanarak tanı konulur. Sonrasında bir tedavi planı oluşturularak gereken tedavi özenli bir şekilde uygulanır. Kısırlık tedavisinin fiyatları her bireye bağlı olarak değişiklik gösterdiği için net bir fiyat verilmesi mümkün değildir.

Hızlı iletişim
İletişim Bilgileri
facebook İnstagram Youtube
Whatsapp